Güneşin, toprağın ve iyileştirici sessizliğin buluşma noktası…

Burdur Gölü’nün kıyısında, Karakent Köyü’nün bereketli topraklarında, bir hayal kök saldı…
Veteriner Hekim Öztürk Sarıca’nın 2005 yılında attığı bu tohum, yalnızca bir proje değil, doğaya bir dönüş çağrısıydı. Lisinia Doğa, sadece bitkilerle değil; gönüllerle, emekle, inançla büyüdü.

Adını, Pisidia’nın antik şehirlerinden biri olan “Lisinia”dan alan bu doğa merkezi; adeta güneşin doğuşunu, batışını ve ay ışığının sudaki titreşimini hatırlatıyor. Doğanın bozulmasına ve bu bozulmanın insan sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekmek amacıyla kurulmuş bu özgün yapı, Türkiye’nin ilk Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezlerinden biri olarak da önemli bir misyona sahip.

Bugün Lisinia, yalnızca yaralı yaban hayvanlarının iyileştiği bir merkez değil;
aynı zamanda lavanta tarlalarıyla huzurun, ahşap yapılarıyla sadeliğin ve her köşesinde hissedilen farkındalığın adresi.
Buraya gelen her ziyaretçi, yalnızca doğayı değil; kendini de yeniden keşfeder.

Lisinia Doğa, “doğayla uyum içinde yaşanabilir bir hayat mümkündür” fikrinin ete kemiğe bürünmüş halidir.